Metin Eskin
  16-10-2024 13:24:00

Gündem Nefes Kesiyor.

Dünyanın hiçbir ülkesinde gündem bu kadar hızlı değişmez. Ancak, burası Türkiye, bir gün içinde gündem kırk defa değişir. Takip etmekten insanın nefesi kesilir,  Bundan dolayı birçok konu tam olarak irdelenmeden konuşulacak yeni mevzuular karşımıza çıkıyor.

Geçen haftanın gündemi gıda ürünlerinde yapılan hileler fe akabinde esas konu olan Köfteci Yusuf oldu. Ülke olarak Yusuf'la yattık, Yusuf'la kalktık. Sonunda şu aktı yolunu buldu.

Köfteci Yusuf olayına başka bir açıdan bakmak gerekiyor.

Özellikle medya geldikleri, "iletişim uzmanı" olarak (istisnaları bir kenara bırakarak) özellikle sosyal medya üzerinden Yusuf Akkuş adeta gel gel yaptılar.

Neymiş efendim, Köfteci Yusuf kriz yönetimi konusunda zayıf kalmış, bunun atlatılması ve kendisinin anlaşılması için medya danışmanlarına ihtiyacı varmış.

Bu ihtiyaç olabilir de, doğrudur da. Ancak buna anlatış şekil ve mecraları bile amatörce. Mesele, gör beni, göreyim seni. Buradan bize ekmek çıkar mı?

Bakın değerli kardeşler, ablalar, abiler, amcalar ve teyzeler. Siz bunca senedir Köfteci Yusuf'un iletişim politikasını anlayamamışsınız. İşletmenin müşteri kitlesi çok profesyonel yaklaşımlara orim vermiyor.

Köfteci Yusuf'un fabrikasında kullanılmayan köfte şekillendirme makinası var. Yanlış hatırlamıyorsam hatırı sayılır bir rakama İtalya'dan ithal edildi. Az bir süre kullanıldı ve standart köfte şekillerinden dolayı müşteri tepkisi oldu. Bu yüzden gala köftelere el ile şekil veren yüzlerce kadın istihdam ediliyor.

Köfteci Yusuf'un en büyük iletişim silahı müşterileridir. Çok kısa bir sürede toparlanmasının sebebi de budur. Temelinde aşırı profosyenlellik görüntüsünden arındırılmış profesyonellik yatmakta.

Muhtemelen bir bölümünüz bu bu cümleyi idrak edemediniz. İdrak ettiğiniz gün, Köfteci Yusuf'un kapısını medya - iletişim danışmanlığı için çalabilirsiniz.

Tam Köfte mevzuu bitiyor mu derken hükümetin SSDF için oluşturmayı düşündüğü gelirlerin kaynakları açıklandı. Bu kaynaklar arasında en ilginci ve tartışma konusu limiti 100 bin TL üzerinde olan kredi kartlarından alınacak yıllık 750 TL haraç. Bu olaya iktisadi kavramlar üzerinden bakarsak;

Kredi kartı limiti mevcut varlık değil, borçlanabilecek limittir.
Borçtan vergi alınmaz.
Verginin kaynağı gelir, harcama ve varlıklardır.

Kısaca,  kredi kartlarından alınacak bedel, ne vergi, ne birisinin dediği gibi hizmet bedelidir.
Tam tarifi:  "HARAÇTIR"

Devletin kredi kartlarından alacağı bu haraç açıklaması üzerine çok yönlü bir kıyamet koptu.

Kartlarının limitlerini düşüneceğini acıklayanlar üzerine siyasi kimlikler ve trol hesaplar saldırıya geçti.

Mesela; BBP lideri Destici "100 bin limiti olup 750 TL vermeyen DEM'lidir, Yunandır, Ermenidir" dedi.

Dedi ve sosyal medya harekatı başladı. Özellikle iktidar beslemesi olan troller. Trollerin ardından dantelli kefen giydikten sonra ortalıktan kaybolan sahte kahramanlar, babacıklarının parasıyla bedelli askercilik oynayan AKP bebeleri, hükümet destekli medya maymunları birden bire 750 TL feda olsun diyerek höykürmeye başladılar.

2024 yılının başlaması ile şans oyunları vergi oranları spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde yüzde 10'dan yüzde 5'e, at yarışlarında yüzde 14'ten yüzde 7'ye, diğer şans oyunlarında yüzde 20'den yüzde 10'a indirildi.

Nas'a çok önem veren iktidar kumarın vergisini düşürdü. Dolayısı ile şans oyunlarından alınan vergilerden SSDF nuna aktarılan miktar düşmüş oldu. Kumardan kaybettiğini, vatandaşa yükleyen iktidar.

Daha düne kadar İsrail'e bir gece ansızın gelebiliriz diyen asrın liderini birden bire  İsrail saldırısı korkusu sardı.

Aslında bütün bu olanların özeti;

1. İsrail üzerinden iç siyaseti tekrar dizayn etmek.
2. Gittikçe batan ekonomiye pansuman niyetine kaynak oluşturmak.

Kredi kartı üzerinden efelik yapanlara da bir sözümüz olsun.

Baba parası ile, haram ile dikleniyorsunuz ya;

Kredi kartlarından o 750 TL alınmaz ise sonumuz Irak, Suriye, Filistin ve Lübnan olurmuş, ezan susar, bayrak inermiş, Kudüs düşermiş ya.

Haydi aslanlanlarım, cephe orada, sizi bekliyor. Hiçbir şey olmasanız da, fakirin evladına layık gördüğünüz şehadet şerbetini içersiniz. Hatta bu sizi kesmez biliyorum, başkomutanınız, mahkumları ve avaneleri ile birlikte cepheye. Boş meydan pehlivanlığına gerek yok.

Bir sözüm de, sosyal medyadan bu 750 TL ye karşı çıkanlara Atatürkçü ve Kemalist diye çemkirenlere.
Bizim dedelerimiz 750 TL verelim vatan kurtulsun demediler, canlarını ortaya koydular.

Bu vatan toprakları için dün dedelerimiz ne yaptıysa bugün de aynısını yaparız. Ancak, bu sefer bazı işleri yarım bırakmayız.

Bu konunun finansal analizini başka zamana bıraktım.
 
 
 
 
 
  Bu yazı 1135 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI