Turgay Erdem’in Tutuklanması Sürpriz mi?

İki günlük gözaltı sonrasında, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de aralarında bulunduğu 15 kişi tutuklandı. Erdem’in eşi Zeynep Terzioğlu Erdem'in de olduğu 7 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

CHP’ye karşı yürütülen ağır baskı operasyonlar öyle bir noktaya geldi ki insan düşünmeden duramıyor. Acaba yarın hangi belediyeye veya hangi CHP’li öne çıkan isme operasyon yapılacak…

Başta CHP içerisinde bulunan İrlandalıların kendi belediye başkanları hakkında ileri geri dedikodu yaparak hedef haline getirdikleri de AKP operasyonlarına katkı veriyor.

Turgay Erdem’in tutuklanması bir sürpriz değil. Başkanlık döneminde yapılan icraatlarına dair, bazen üstü kapalı bazen aleni bir şekilde masumiyet karinesi hiçe sayılarak günlerce köşe yazılarında, haberlerde hedef gösterildi.

Daha kötüsü ise, yalan doğru dedikodularla suçlayanlar, bugüne getirenler, şimdi “Hiçbir kişinin suçu ispatlanmadıkça masumdur” ilkesini savunup alınmaması gerektiğini üfürüyorlar. “Bu nasıl bir samimiyetsizlik?  Bu nasıl ikiyüzlülük?” derler insana!

Elbette görevi süresince yaşananları detaylı bilmem mümkün değil. Fakat dedikodulara, kulislerde konuşulanlara baktığımda durumun oldukça sıkıntılı sancılı olduğu söyleniyor…

AK ADALET NEREDE?

Hükümetin, 19 Mart’ta CHP’ye, CHP’li belediyelere yönelik her türlü iftira ve itirafçılar, gizli tanıklar üzerinde yürüttüğü yolsuzluk, irtikap operasyonları sadece CHP’li belediyelerle sınırlı kalmamalı…

CHP’li İstanbul, Ankara, Balıkesir belediyeleri tarafında, AKP’liler tarafında yapılan hukuksuzca işlerle ilgili suç duyuruluları da Cumhuriyet savcılılarınca soruşturulmalıdır.

O zaman adaletten söz edebiliriz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş için açılmak istenen soruşturma, öyle bir noktaya gelir ki, Yavaş sorgulanırken, Melih Gökçek’in 20 yıldır Ankara’yı nasıl  parsel parsel yağmaladığını  Mansur Başkan mahkeme karşısında sorgular !…

BURSA’DA SORUŞTURMANIN UCU KİME DOKUNUR?

Tekrar Bursa’ya gelecek olursak, Turgay Erdem ile başlayan soruşturma süreci nereye varır?

Günlerdir X üzerinden itiraflarda bulunan, savcıları göreve çağıran, Bursaspor eski Başkanı Emin Adanur’un itirafları ile başlayan soruşturma değerlendirildiğinde, Adanur’un paylaşımlarında iş ortağı E. Pamuk dışında hiçbir iş insanın ismine rastlamadım.

Soruşturma Emin Adanur itiraflarının dışında daha da geniş kapsamlı görünüyor!

Aldığım kulis bilgisine göre, Temmuz ayında Turgay Erdem’e yakın bir ismin sorgulandığı ve itirafçı olduğu ve onun vermiş olduğu bilgiler ışığında operasyon yapıldığı konuşuluyor.

Başta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Milletvekilleri Hasan Öztürk, Orhan Sarıbal, Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal, Turgay Erdem’e yapılan şafak vakti operasyonuna tepkilerini dile getirdiler…

Hiçbir şekilde kaçma ihtimali olmadığı halde, çağrıldığında ifade vermeye gelecek olan bir kişinin sabah vakti gözaltına alınmasının ve tutuklanmasının masumiyet karinesini, demokrasiyi yaraladığını dile getirdiler…

SÜREÇTE, MASUMİYET KARİNESİ YARA ALDI

Turgay Erdem’in tutuklanması bir sürpriz değildir…

Önümüzdeki süreçte yargılama aşamaları gerçekleri ortaya koyacaktır. CHP genel merkez yetkililerinin konuyu yakından takip ettiklerini biliyorum.

Sürece dair her söylenecek söz yargıyı etkilemekle birlikte, masumiyet karinesini yaralar!

Aylardır Bursa üzerinden operasyon bulutlarını dolaştıranlar, yeniden Amerika’yı keşf etmişçesine “Ben söylemiştim” diyerek gerine gerine ortalıkta dolaşıyor.

Bütün mesele yukardan aşağı aşağıdan yukarıya bir sistem çürümüşlüğü. Bu çürümüşlük ve kokuşmuşluk tüm toplumsal katmalara sirayet etmiş!

Hangi guruba dahil hissederseniz hissedin bu ülkede artık insani değerler yerle yeksan olmuş. Dürüstlük gibi bir erdeme rastlamak neredeyse mümkün değil. Bu nesil “nasıl bu hale geldi” bunu sorgulamak lazım. Toplumu içine soktukları ekonomik buhran olumsuz yönde etkiliyor derken, şehir ergleri nasıl bu tuzağa düşüyor diye sorgulamak lazım. Bu noktada işte milli ve manevi değerlerden yoksunluğumuz ortaya çıkıyor. Hak hukuk adalet kavramlarının gerçek anlamı ile uygulanabilirliği nerede bu ülkede? ,

Toplum olarak doğru yolu bulmaya ihtiyacımız var sanki.

En büyük çürümüşlük partilerden başlarken, ikinci sırada yerel ve ulusal medyada çürümüşlüğün göbeğinde debelenip duruyor…

Özdemir Asaf’ın dediği gibi, “Bütün renkler kirlendi, birinciliği beyaza verdiler.”