Deprem Gerçeğinden Kaçış Yok!
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta yaşanan, 11 ilimizde büyük yıkıma neden olan ve tarihe büyük felaket olarak gecen 6 Şubat depreminin 2. yılındayız.
Biliyorsunuz, 1999’da yaşanan büyük körfez depremi sonrası çok büyük etkili yetkililerimiz “Depremler öldürmez, çürük, çarpık yapılar öldürür” diye yüksek perdeden her yerde konuşur olmuştu. Bu nedenle hızlı bir şekilde çarpık, sağlıksız, çürük yapılar belirlenip, yerlerine sağlam, sağlıklı yapılar yapılması gerektiğini dile getirdiler.
Öncelikle orta hasarlı olan binalarda sağlamlaştırma yapılması gerektiğini ifade ederek, ağır hasarlı binaların yıkılmasını ise şart koştular.
Bina sağlamlaştırma mantığını bir türlü anlamış değilim.
ESTETİK BELKİ GENÇ GÖSTERİR ÖMRÜ UZATMAZ
Mudanya Belediye’si binası rahmetli Belediye Başkanı Hasan Aktürk döneminde sağlamlaştırıldı.
Lakin 4 Aralık 2023 tarihinde 5.1’lik depremde hasar gördüğünden tedbir amaçlı boşaltılmıştı. Ardından geçtiğimiz aylarda belediye binasının yıkımı gerçekleşti.
Yani anlayacağınız bina sağlamlaştırmanın çok güvenli olmadığının bariz bir göstergesi olarak Mudanya Belediye binası gösterilebilir.
Amiyane tabirle, yaşlı bir kişiye estetik yaparak gençleştirmektir, ömrünün uzun olacağı anlamına gelmez!
Kesin nihai çözüm bilim insanlarının bağıra bağıra söylemlerine rağmen sözden öteye gitmeyen protokol nutukları!
Kentsel dönüşümün şart olduğu konusunda iktidarı, muhalefeti hemfikirler. Lakin 6 Şubat depreminin 2. yılı dolmasına rağmen deprem bölgesinde yaşayan yurttaşlarımızın feryatları bitmiyor. Kaderlerine terk edilmiş durumdalar.
Depremin en etkili olduğu iller, Hatay, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ‘da insanların büyük bölüm hala konteynerlerde sağlıksız olumsuz şartlarda yaşamlarını sürdürüyorlar.
Yakın komşumuz Yunanistan’ının Santorini Adası’nda Ege Deniz’inde art arda yaşanan depremler sonrası Yunanistan iktidar yetkilileri yurttaşlarını daha güvenli bölgelere taşıyor. Deprem bölgesinde oluşacak herhangi büyük felakete karşı önlem alıyor. İşlerini fıtrata bırakmıyorlar
Bizde bilim insanlarımızın her an ‘deprem olacak bölgeleri’ söylemelerine rağmen, herhangi bir aksiyon-önlem almak gibi pratik bir hareketlik söz konusu değil.
Depremlerin yıl dönümlerinde iktidar, yurttaşı avutmak için deprem bölgesinde gerçekleştiremeyecekleri afaki sözler vermeye devam ediyor.
DEPREM GERÇEĞİ SİYASET ÜSTÜ
Geçtiğimiz günlerde Bavul Haber Sitesi sahibi arkadaşım, Bilal Kayaaltı ile birlikte Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren’i ziyaret ettik.
Başkan Deviren’e Gemiliğin önceliği nedir dediğimizde direk deprem olduğunu ifade etti. Hatta Gemlik’te riskli yapı stoku konusunda ellerinde envanterler olduğunu, öncelikli olarak Gemlik ovasını kapsayan 320 hektarlık alanda acil dönüşümün yapılması gerektiğini söyledi.
Bu konuda Bursa Valimiz Erol Ayyıldız’da gerekli görüşmelerin yapıldığını, valimizin de deprem konusunda bilgi ve duyarlılığının kendilerini memnun ettiğinden bahsetti.
Açıkça ifade ediyorum ki Bursa’nın en çarpık yapılaşması Yıldırım Bölgesi’nde.
Yıldırım’da vatandaşlarla uzlaşarak bölgesel olarak kentsel dönüşümler yapılıyor.
Bursa’da ilçe belediyeleri olarak bu konuda en başarılı belediyeler, Osmangazi ve Yıldırım benim gözlemlediğim şekliyle.
Önceki gün Yıldırım Belediyesi’nin Davutkadı Mahallesi’nde Kentsel Dönüşüm 1. Etap temel atma törenine katıldım, yarım saat sonra Mimar Sinan Mahallesi’nde 1. Etabı tamamlanan kentsel dönüşüm konutlarının tapu dağıtım törenine katıldım.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın başta depreme karşı kentsel dönüşüm konusundaki gayretini kutluyorum.
Sabah saat 10’da Uyumayan Kütüphane ’ye gittim, girişte dışarda duvarda ‘Biz burada 24 saat uyumuyoruz’ yazısıyla karşılaşıyorsunuz. Kütüphaneye girdiğimde gördüğüm manzara ders çalışan gençler gördüm. Kitap okuyan her yaşta insanlar ve oldukça kalabalık olması beni çok mutlu etti.
Osmangazi Belediyesi’nin Hasan Ali Yücel Kütüphanesi’nin de alabildiğine yoğun bir ilgi odağı olduğunu her uğradığımda görüyorum.
Tekrar konumuza dönecek olursak.
Deprem gerçeği karşımızda dururken, merkezi iktidar uyguladığı politikalarla bir yandan ülkeyi yoksulluğa, açlığa sürüklerken diğer taraftan, kendinden olmayan CHP’li belediyelerin yurttaşlara hizmet vermelerini engellemek için, AKP’li belediyeler döneminde kalan sigorta, vergi borçlarının tahsili adı altında yaptırımlar uygulamakta. Çeşitli suçlar üreterek CHP’li belediyelere kayyumlar atayarak halkın seçtiği iradeyi tanımamakta, siyasi terminolojide bunun adına ‘despotizm’ deniyor.
Deprem gerçeği siyaset üstü bir sorundur ve ivedilikle iktidarı, muhalefeti, ülkenin akademik tüm dinamikleri, iş dünyası bir araya gelmelidir.
Önceliğiniz her an deprem olacakmış gibi, depremden kaynaklı felaketleri önlemek için ulus olarak kentlerin yapı dönüşümünü el birliği ile sağlamak olmalıdır.
Bu vesile ile bende köşemden depremlerde hayatını yitiren canlara rahmet, ailelerine, sevenlerine, yakınlarına sabırlar diliyorum.