Çağla Şahin
  29-06-2025 10:11:00

Tek Suçlu İmamoğlu ve Özel 'midir!

Nedir bu kardeşim nereden çıktı bu adamlar!

Boynuz kulağı geçer miymiş?

Ekrem İmamoğlu’na İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için destek vermedi mi Kılıçdaroğlu?

Tabii ki verdi!

Tıpkı Mustafa Bozbey’i ve Erkan Aydın’ı seçimlerden çok önce meydanlardan aday olarak ilan ettiği gibi…

Tıpkı onların bu bölgelerde kazanabilecek adaylar olduğunu bildiği için bir genel başkanın tabanına kulak vererek karar verme gerekliliği gibi…

Özgür Özel için de durum aynıydı.
Yıllarca grup başkan vekilliğini hakkıyla yaptığı içindi yine destek olması bir parti başkanının yapması gerektiği gibi…

Ancak bu insanların vefasızlığı da görmezden gelinemezdi!

Hele ki onları o pozisyonlara gelmelerini sağlayan kişi olduğundan eminken…

Bu isimlerin halkın gözünde gitgide değer kazanması, seçimlerde CHP’yi adım adım öne çıkarmaları, yıllardır iki ileri bir geri yerinde sayan bir partiyi şahlandırmaları,

Tüm bunlar yetmezmiş gibi kalkıp 13 yıldır 13 kez seçim kaybetmiş genel başkanlarının karşısına bir de hadsizce aday çıkarmaları nasıl bir vefasızlık, utanmazlıktı…

Hemen akabinde gerçekleşen seçimlerde ise üstüne halkın iradesiyle büyük bir başarı elde etmeleri!

Hayır! Tabii ki bu kabul edilemezdi!

İktidar ile hemfikir olmamak elde değildi…

Dünün çocukları üstelik kendi döneminde siyasete atılan bu çocuklar neler planlamışlardı böyle!

Değişim diyerek genel başkanlarını ve değişime karşı olan ekibi değiştirmekle kalmamış,
CHP’yi iktidara taşımaya olabildiğince yaklaştırarak yıllardır elde edilemeyen başarıya da imzalarını atmışlardı.

“Ama yok öyle yağma!
Sizi ben yarattıysam gömmeyi de bilirim!”

Halkın iradesinde şaibe olamazdı belki ama delegenin iradesi tartışılabilirdi…

Her ne kadar siyasette neredeyse tüm partilerin tüm kurultaylarında adayların kazanmak için delegelerle kulis görüşmeleri olağan olsa da bunun şaibe olarak tanımlanması haliyle kirli pazarlıklar algısı yaratması açısından etkilidir.

Hele ki başarıyı hazmedemeyen, bu başarıdan nemalanamayan pusuda onca bekleyen varsa çok da zor olmaz yerden yere vurmak!

Ancak küçük görülen büyük detay şu ki; Velev ki çok gizli tanıkların ispatlayamadığı çok gizli kanıtlar ışığında şaibe varmış kabul edelim!

İyi de sonrasında seçimlerle gelen başarının hiç mi önemi yoktu!

Yine şaibesiz olduğu iddia edilen çok gizli tanıkların, kanıtların olmadığı önceki kurultaylar sonrasında gerçekleşen genel ve yerel seçimler neden hep bir hezimetle sonuçlandı?

Ve neden partinin yükselişine değil de kendi bireysel kaybedişlerine odaklanmış durumdalar?

CHP SEÇMENİ DEĞİL MUHALİF SEÇMEN!

Yaşadığımız süreçte ana muhalefet partisi CHP seçmeninin çok ötesinde bir yer yerde artık!

Bıkmış, yılmış seçmenin desteklediği bir konuma geldiği muhakkak…

Kaldı ki 31 Mart tarihi de bu toplumsal muhalefetin miladı olmuştur.

Ancak yıllardır sevilen sayılan ama demokrasinin gereği olarak kaybettiği kurultayda koltuğu Özgür Özel’e bırakan Kılıçdaroğlu’nun bu toplumsal muhalefeti görmezden gelmesini hala anlamış değiliz.

Mesele gerçekten üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?

Görünüşe bakılırsa üzümleri yemek için bağcıyı dövüp bağı ele geçirmek!

Fakat her ne kadar;
13 yılda ülkenin yaşadığı ekonomi, hukuk, sağlık, eğitim; gerek dış, gerek iç siyasette yaşanan büyük sorunlar ve çıkmazlarda dahi ana muhalefet olarak 13 kez kaybetmiş bir lider olsa da,

Kazanamayacağını bildiği halde Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday olarak gösterse de,

Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasına “o olsun da karşılıklı yarışalım” diyerek adaylığını meşru kabul etse de,

Dokunulmazlıkları ilk kez gündeme getirerek kaldırılmasına büyük katkı sağlaması nedeniyle CHP’li ve HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasına bir şekilde vesile olmuş olsa da,

14 Mayıs 2023 seçimlerinde CHP seçmeninin oylarıyla seçilmiş olan 39 milletvekilini hiçbir katkısı olmayacağını bildiği partilere altın tepside sunsa da,

2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde partinin yüzde yüz kazanma olasılığı ve kazandıracak adaylar da varken, ısrarla kendisini adaylaştırsa da,

Partili İstanbul büyükşehir belediye başkanı, İstanbul’da seçilmiş 8 ilçe belediye başkanı tutuklanıp, iki belediyeye kayyum atanırken, Yine Adana’da iki önemli ilçe belediye başkanı tutuklanırken, Ovacık belediye başkanı
görevden alınıp yerine kayyum atanırken,

Ve CHP’nin geçmiş dönem tüm genel başkanları şimdiki genel başkanlarının yanında dururken ortalarda görünmese de,

Özgür Özel canhıraş halde toplumdan gelen “eylem” talebine öncülük ederek her hafta iki miting yaparak yüzbinlerce insanı meydanlara toplarken sayın Kılıçdaroğlu ortalarda yine görünmediği gibi üstüne bu mitinglerin gereksiz olduğunu söylese de,

Ve tüm bunlara rağmen görevini her ne kadar mal mülk elde etmek, çoluk çocuğuna makam şöhret aracı olarak kullanmadığı inkar edilmese de,

Çoğunluğun merak ettiği o mühim soru;

CHP’nin engellenemez yükselişini darmaduman etmek, halkın iradesini, umutlarını toz gibi savurmak uğruna,
Mesele Kılıçdaroğlu’nun haksızlığa uğradığı iddiası ile koltuğunu tekrar kazanma telaşı mı?

Ve bu sadece Kılıçdaroğlu’nun mu yoksa onunla beraber birçok koltuğunu kaybetmişlerin, koltuğu sallananların mücadelesi ve kaygısı mı?

  Bu yazı 90 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI