Mücadele mi Müzakere mi?

Müzakere: Bir konu ile ilgili fikir alışverişinde bulunma oylaşma.  Mücadele : Savaş Savaşım  (TDK)

 

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel Ak parti Genel Merkezinde bir görüşme gerçekleştirdi. Sayın Özel müzakerede bulunduk dedi.

 

Eski Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu sosyal medyadan ‘’Saray ile müzakere edilmez mücadele edilir’ ’çıkışı yaptı.

 

Geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanı ve başbakana Danışmanlık yapmış değerli büyüğüm siyasetçi Ahmet Celal Gül beyefendi ile bir sohbetimizde benimle çok önemli bir anekdot paylaştı.

 

Konu aslında bir devlet sırrı olarak tarihte yerini almıştı.

 

 Çünkü 60 yıllarda ülkenin başbakanı ve ana muhalefet liderinin konunun devlet bekası olduğu bir durumda nasıl bir araya geldiklerini anlatıyor. O yıllarda Amerika, Türkiye’nin haşhaş üretiminden rahatsızdır. Artan uyuşturucu bağımlılığına karşı Türkiye’nin ekonomik olarak önemli bir gelir kalemi olan haşhaşı sınırlaması hatta yasaklanmasını istemektedir. Dönemin Başbakanına baskılar Amerikalı yetkililer tarafından gitgide artmaktadır.

 

Başbakan soluğu ana muhalefet liderinin yanında alır. Durumu anlatır. “Ekonomimiz önemli ölçüde sekteye uğrayacak. Ne dediysem Amerikalıları ikna edemedim. Konuyu meclise taşıyacağım, sizde bize bu konuda tüm gücünüz ile karşı çıkın.” Der.

 

Ana muhalefet lideri konu memleketin menfaati söz konusu olunca memnuniyetle kabul ediyor.

 

Konu meclise taşınıyor,  ana muhalefet meclisi ayağa kaldırıyor. Olanca güçleri ile karşı çıkıyor, meclis sıralarında kavga çıkıyor ve yasa tasarısı meclisten geçmiyor.

 

Artık Başbakanın eli daha güçlüdür. Amerikalılar geliyor.

 

‘’Bakın kardeşim ben mecliste elimden geleni yaptım. Fakat muhalefet ortalığı yıktı geçti. Yapabilecek başka bir şeyi kalmadı’’ diyor ve olayı savuşturuyor.

 

Demem o ki, devlet menfaatleri söz konusu olduğu zaman her türlü müzakere görüşme yapılabilir.

 

Bu görüşmede insan ister istemez ‘’Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü’ ’diyesi geliyor.

 

Aslında normal olan bu idi!

 

Cumhurbaşkanı ana muhalefetin lideri ile her zaman görüşebilir. Geçmişte örnekleri çok.

 

Ama Sayın Cumhurbaşkanının bundan önce, CHP ve Genel Başkanı için söylediği sözleri bir hatırlayalım;

 

-Siyasi eşkıya

 

-Kalibresi bozuk, cins cibilliyet bozuk

 

-Chp susuzluk çöplük hava kirliliği tezek demektir

 

Hatta Sayın Cumhurbaşkanı bir demecinde Yüksek tonda bir üslubum var Böyle konuşurum dedi.

 

Pekala önceki Genel Başkan müzakereyi denemedi mi?

 

15 Temmuz sonrası Yenikapı mitinginde davete icabet etti.

 

Ne demişti? Hatırlayalım;

 

-Camiye kışlaya adliyeye siyaseti sokmayalım

 

-Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var.

 

-Liyakatten vazgeçmeyin, devlet inşasında liyakat esas alınmalı

 

-Demokrasiye sahip çıkmalıyız.

 

-Parlamenter sistemi güçlendirmeliyiz.

 

-Sorgulayan eğitim sistemini hayata geçirmeliyiz.

 

Milyonların huzurunda taleplerini açık bir şekilde iletti.

 

Hepsinin altına imzamı atarım.

 

Nitekim Eski Genel Başkanda bundan önce Yenikapı mitinginde olduğu gibi müzakere girişimleri olmuştu, fakat sonuçlar alınamadı.

 

Çünkü Yenikapı mitinginde olması gerekenler söylendi ve birilerinin işine gelmedi, birilerinin işine geldi !!!

 

Sayın Kılıçdaroğlu bir şeylere vurgu yapıyor ise mutlaka bildiği bir şeyler vardır.

 

Özgür Beyin görüşmede Sayın Cumhurbaşkanına talepleri bir şekilde kamuoyuna sızdı.

Emeklilerin durumu, mülteci meselesi, tutuklu avukatlar, iş adamları ve gazetecilerin emekli generallerin hukuksuz bir şekilde hapishanede tutulmaları.

 

Sayın Cumhurbaşkanı SAYIN Özelden ne istedi pek bir şey kulağımıza gelmedi.

 

Öyle ya, ikili görüşme bir taraf devamlı taleplerini iletecek diğer taraf dinleyecek hali yok.

Sayın Özel taleplerini iletti.

 

Diğer taraftan çözüm önerilerini iletti mi?

 

Yapısal reformlar, eğitimde müfredat değişikliğinden duyulan rahatsızlıklar, sağlık, asgari, ücret, enflasyon altında ezilen işçi memur.

 

Özgürlükler, Adalette eşitlik, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı.

 

Bu başlıklar hangi müzakerede görüşülecek?

 

En ilginç olanı ise Sayın Cumhurbaşkanının talepleri ne olacak.

 

İlkelerinizden değerlerinizden ödün vermeye başlarsanız işin sonunda kaybeden siz olursunuz ki;

 

Genel Başkanı en çok rahatsız eden söz, SİYASETTE YUMUŞAMA olmuşa benziyor.

 

Geçtiğimiz 20 yılda mevcut iktidar hangi konuda yumuşadı ki, şimdi havuz medyası bu kelimeyi ağzından düşürmüyor.

 

Unutmamak gerekir ki müzakerede mücadelenin bir parçası haline getirilebilir.

Bekleyip göreceğiz.