Sarıbal: Milli Parklar Kanun Teklifi Doğayı İşletme Anlayışıyla Hazırlanmıştır

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, AKP’nin TBMM’ye sunduğu Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı KHK’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu görüşmelerinde konuştu.
 Tarih: 15-10-2025 16:40:19
Sarıbal: Milli Parklar Kanun Teklifi Doğayı İşletme Anlayışıyla Hazırlanmıştır

“Bu teklif ile milli parklar korunacak alandan çıkarılarak, işletilecek alanlara dönüştürülmek isteniyor” diyen Milletvekili Sarıbal, teklifte doğa koruma ilkelerini zayıflatacak düzenlemeler bulunduğunu söyledi. Milletvekili Sarıbal, teklifin milli parkları ve koruma alanlarını uzun vadeli ticari kullanıma açmayı hedeflediğini vurgulayarak, “Maden Kanunu, İklim Kanunu’nun ardından çıkarılan doğayı piyasanın hizmetine sokma yasasının üçüncü sacayağıdır. Milli Parklar Kanunu’nun felsefesi, koruma önceliğidir. Teklifin genel gerekçesinde doğa turizmi potansiyelinin artırılması, ziyaretçi sayısının yükseltilmesi ve korunan alan koridorlarının oluşturulması ifadeleri, doğayı ekonomik bir meta olarak görme anlayışını yansıtmaktadır.

Teklif, yönetim özerkliğini artırırken kamusal denetimi azaltıyor, doğayı ekonomik işletme modelinin parçası haline getiriyor. Turizm ve enerji yatırımlarına geniş izinler tanınıyor. Yerel katılım, şeffaflık ve bilimsel denetim dışarıda bırakılıyor. Bu yasa teklifi, derhal geri çekilmeli, doğa koruma esaslarına uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir” ifadelerini kullandı.

“KAMU YARARI” KILIFIYLA ÖZEL ŞİRKETLERE YENİ İMTİYAZLAR
Kanun teklifi ile korunan alanlarda “yalnızca kamu yararı ve zaruret halinde sınırlı izin verilir” hükmünün değiştirildiğini kaydeden Milletvekili Sarıbal, bu değişikliğin koruma ilkesini fiilen ortadan kaldırdığını belirterek şunları söyledi: “Tüzel kişilere ‘bedelli izin’ ve altyapı projelerine (doğalgaz, elektrik, su, haberleşme vb.) daha geniş izin yetkisi getiriliyor.

Bununla birlikte kamu yararı ve zaruret şartı korunuyor gibi görünse de, madde 5 ile birlikte altyapı, enerji ve turizm yatırımları için izin kapsamı genişliyor. Üst hakkı ve ‘işlettirilme’ ifadeleriyle, korunan alanların fiilen uzun süreli özel kullanıma örneğin otel, tesis, enerji hattı açılması mümkün hale geliyor. Yine yürürlükte olan kanunda, korunan alanlarda kalıcı özel mülkiyet tesis edilemezken Tapuda ‘üst hakkı’ 49 yıla kadar fiili kullanım hakkı getiriliyor; turizm tesisleri veya altyapı yatırımları için kalıcı özel kullanım yolu açılıyor. Bu, fiilen kalıcı özel mülkiyet etkisi doğurur. Koruma kavramının içini boşaltıyor; doğa, piyasa ilişkilerine açılıyor. Kamu yararı bahanesi korunuyor gibi gösterilse de, bu düzenleme özel sektörün elini güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.

YIKIM DA “DEĞERLENDİRME” DE GENEL MÜDÜRLÜKTE
Değişiklik ile kaçak yapıların yıkımı için mahkeme kararı gerekmeyecek; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü doğrudan işlem yapabilecek. Bu maddenin çift taraflı tehlike taşıdığını vurgulayan Milletvekili Sarıbal, “Madde, mahkeme kararı olmadan Genel Müdürlükçe yıkım yetkisi veriyor. Bu, çevre hukuku açısından idarenin doğrudan müdahale yetkisini artırıyor ama yargısal denetim ve savunma hakkı açısından sakıncalı. Bu kadar güçlü idare yetkisi, siyasi baskılarla yıkım yerine ‘değerlendirme’ kararı verilirse kötüye kullanılabilir. Bu madde mahkeme kararı olmaksızın yıkım veya değerlendirme yetkisini doğrudan Genel Müdürlüğe veriliyor. Yargı kararı olmadan yıkım yapılması, idarenin keyfî uygulamalarına kapı aralayabilir. Aynı yetki, yıkmak yerine ‘değerlendirme’ yoluyla kaçak yapıların meşrulaştırılmasına da imkan verir. Planlama yetkisi tamamen Genel Müdürlüğe verilirken; yerel halkın, STK’ların veya bilim insanlarının planlama süreçlerine katılımı 
düzenlenmezken, uluslararası doğa koruma standartlarına (IUCN, UNESCO vb.) ters düşüyor” dedi.

AV YASAĞI DEĞİL, AF YASASI!
Teklifte yer alan cezaların artırılması ilk bakışta olumlu görünse de, avcılık izinlerinden elde edilen gelirlerin kurumun döner sermayesine aktarılmasının, yaban hayatı koruma hedefiyle çeliştiğini de vurgulayan Sarıbal, “Kuruma gelir kazandırma mantığı, avcılığı teşvik eder.

Yaban hayatını koruması gereken kurum, avdan para kazanmak ister hale gelir. Bu, doğayı koruma anlayışıyla tamamen çelişir” ifadelerini kullandı.

  Bu haber 54 defa okunmuştur.
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER ÇEVRE Haberleri
HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI