115 yıllık bir hukuk çınarı olan Bursa Barosunun 30 yıllık bir üyesi olarak yargı süreçlerinin her yerinde ve her aşamasında, hak ve adalet mücadelesi verdiğim meslek hayatımda; Bursa Barosunda daha önce aktif olarak Staj, Cmk, Bilişim İnternet, Dergi komisyonları, Baro Tiyatro ve Koroları üyeliği, Cmk Eğitmenliği, 2017 yılında Anayasa komisyonu başkanlığı, 2016 yılından itibaren Bursa Barosunda; Saymanlık , Başkan yardımcılığı ve 2022 yılından bu yana da Baro Başkanlığı görevlerinde bulunarak hukukun üstünlüğü, mesleğin korunması ve geliştirilmesi için görev yaptığım tüm yönetim kurulları, Bursa Barosunun diğer kurul, komisyon ve merkezlerindeki arkadaşlarım ile barolar, sivil toplum kuruluşları, akademik odalar ve çalışmalarımızla mücadelemize katkı koyan meslektaşlarımla beraber her platformda acılara ve adaletsizliklere kayıtsız kalmadan ve hiçbir karşılık beklemeden gece gündüz çalışarak mücadele verdim.
Meslektaşlarımın da şahit olduğu üzere geçmiş dönemde Anayasa mahkemesi kararlarının tanınmadığı, hukuk güvenliğinin zedelendiği , demokrasinin ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğu, tüm ülkede hukuki, ekonomik ve mesleki öngörülebilirliğin azaldığı çok zorlu süreçlerden geçmemize rağmen asla yılgınlığa kapılmadan çok çalıştık. Hukuku üstün kılmadan gerçek bir hukuk devleti olmadan, "halkın ekmeği " ve "devletin temeli" olan adalet her alanda gerçekleşmeden, hiçbir soruna gerçek ve kalıcı çözümler bulunamayacağının, mesleğimizin de gerçek değerine ulaşamayacağının bilincinde olarak hukukun üstünlüğü, mesleğimiz ve adalet için mücadele kararlılığımızı daima koruyarak umudumuzu, çabamızı, sesimizi ve itirazımızı hep yüksek tuttuk.
Vicdanımızın sesi bizi uyutmadı. Sabahların kör karanlıklarında haksızlıklara karşı durmak için yollara düştük. Kadınların, çocukların, emekçilerin, meslektaşlarımızın,haksızlığa uğramış olanların yanında yer aldık, davalar açtık, davalara katıldık. Suyun, toprağın, ağaçların, hayvanların ahını duyarak yardımına koştuk. Danıştay'da İstanbul sözleşmesini savunduk. Aynı Danıştay salonlarında CMK tarifesindeki haksızlıklara itirazımızı meslektaşlarımız adına yüksek sesle dile getirdik. Meslektaşlarımıza yapılan saldırılarda onların yanında yer aldık. Bize ulaşan, iletilen mesleki sorunların takipçisi olduk, başvurular yaptık, davalar açtık. Sorunları TBB, TBMM, Adalet bakanlığı ve ilgili tüm mercilere defalarca taşıdık, talepler de bulunduk, görüşmeler yaptık. Deprem felaketi yaşamış meslektaşlarımızın elinden tuttuk, onların acısına bizzat bölgeye giderek ortak olduk. Varoluşumuza yüksek anlam katan bu onurlu görevi özveri ve azimle yerine getirmeye çabalarken avukat haklarına ve meslektaşlarımıza verdiğimiz önem sebebiyle de meslektaşlarımızın bize doğrudan ulaşabildiği, sürekli dayanışma içinde olduğumuz bir yönetim anlayışıyla çalıştık.
Sonuç olarak; Adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün ve nihayetinde hukuk devletinin teminatı olan avukatlık mesleğinin maddi manevi geriletildiği, itiraz edenlerin sesi olan avukatların değersizleştirilip, etkisizleştirmeye ve sesinin kısılmaya çalışıldığı siyasal ve sosyal bir iklimde; tüm bu durumu yaratan anlayış ve hukuk politikalarına karşı; Bursa Barosunun tarihten gelen tutum ve birlikteliğini koruyarak, Anayasamızda yer alan demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin içinin boşaltılmasına karşı çıkan, boyun eğmeyen, itiraz etmekten asla vazgeçmeyen, adaletsizlikle sürekli mücadele eden, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş değerlerine sahip çıkarak“ Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün ilke edindiğimiz sözünde olduğu gibi “Hak kuvvetten üstündür“ demeye devam eden, ısrarla sorunların üzerine giden, çözüme odaklı çalışma, dayanışma ve mücadele kararlığı ile Bursa Barosu Başkanlığına yeniden aday olduğumu duyuruyor siz değerli meslektaşlarımın takdirlerine sunuyorum. Saygılarımla.
Av.Metin ÖZTOSUN