Ekrem İmamoğlu Direniyor!

Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 23 Mart günü açıklanacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ki adaylığından evvel, an itibariyle Cumhurbaşkanı aday adayı olarak parti içi önseçimde partililerin oy kullanmanın neden gerektiğini  yurt gezilerinde dile getirirken, diğer tarafta kendisine yapılan haksızlıkları yurttaşlara anlatıyor.

İmamoğlu; Kayseri, Adana, Kastamonu, Bursa gezilerinde partililerin ve vatandaşların coşku dolu ilgisiyle karşılandı.

Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığının gündeme gelmesiyle birlikte, adaylığının engellenmesi için başta yargı yolu olmak üzere, her türlü materyaller - argümanlar kullanılıyor.

İmamoğlu gak diyor dava, guk diyor dava açılıyor.

Tüm baskılamalara ve yıldırma girişimlerine rağmen Ekrem İmamoğlu korkusuzca yoluna devam ediyor.

23 Mart’ta yapılacak olan önseçim öncesinde, günlerdir gündemi işgal eden İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi yönünde, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Ahmet Köse’ye yargı yoluyla baskı yapılıyor.

Dekan Köse diplomanın hukuki olduğunu herhangi gayri yasal bir durum olmadığını açık bir şekilde ‘ikinci kez’ ifade etti.

Ardından dekana baskı yapılarak istifa ettirildi.

Bu kez diplomanın iptal edilmesi için Fakülte yönetimine başvuracakları konuşuluyor. Tabi buradan nasıl bir sonuç çıkar merakla bekleniyor.

Evet, Ekrem İmamoğlu yaptığı yurt gezilerinde zalimlerden korkmadığını yüksek sesle dile getiriyor.

“ZEYTİN ARAZİLERİNİZE, EVLERİNİZE ÇÖKECEKLER!”

Bursa programında İmamoğlu’nu, Nilüfer Cengiz Göllü Kapalı Spor Salonu’nda coşkulu bir kalabalık karşıladı. Salona giremeyen Bursalılar, salon dışına kurulan ekranlarda İmamoğlu’nun konuşmasını izledi.

Cengiz Gölle Spor Salonu’nda gençliğin coşkusu Ekrem İmamoğlu’nu çok mutlu etti. “Gençlerle birlikte tarih yazılacak” diyen İmamoğlu, salondakilere seslenirken diplomasına çökmek istediklerini ifade ederken, “Yarın bir gün sizlerin; zeytin arazilerinize, evlerinize, bankadaki paranıza çökecekler bunlar” dedi.

Özellikle her ne kadar isim vermese de ‘o şahıs’ diye ifade ettiği kişi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinden korktuğunu, bu nedenle mertçe karşısına çıkamadığını, 35 yıllık diplomasıyla uğraştığını dile getirirken, isyan ediyor İmamoğlu.

Her ne yaparlarsa yapsınlar, hodri meydan diyor!

Spartaküs direnciyle mücadelesine devam eden Ekrem İmamoğlu, önünde çok dikenli-engebeli bir yol bulunduğunu söylüyor ve zor bir süreçten geçtiğinin vurgusunu yapıyor.

Genç İnsanları Hedef Almak Gazetecilik Değildir!

Ekrem İmamoğlu’nun Bursa gezisinde Cengiz Göllü Kapalı Spor Salonu bir gece önceden gençler tarafından hazırlanıyor.

Sabaha kadar çalışarak, salonda oturma düzenini hazırlıyorlar.

Protokol konuklarının oturacağı sandalyelere isimler yapıştırılıyor. Yani gelecek konukların oturacağı yer ayarlanıyor.

Kadın ve gençlik kolları gelen misafirleri yerlerine oturtuyorlar.

Bu arada yanlış yere oturanları nazik bir şekilde uyararak başka bir yere geçmelerini rica ediyorlar.

SOSYAL TV SOSYALLEŞEMEMİŞ, ‘İLETİŞİM’ İŞİ YAPTIĞINI UNUTMUŞ

Gazeteci arkadaşım Sibel Kavçin ve bende yanlış bir yere oturduğumuz için, Kadın Kolları Başkanı Nigar Savaşkan Bölüker tarafında tarafından uyarıldık.

Hay hay diyerek isim yazılı olan sandalyeden kalkıp başka bir yere geçtik.

Bursa’nın deneyimli gazetecileri protokol kurallarını herkesten daha iyi bilirler. Fakat işlerine gelmediği zaman, nezaketle uyarıldıkları halde çok şık olmayan davranışlar içine girebiliyorlar.

Önce sizlere sormak isterim ki şahsınıza ait ayrılmayan bir yere gidip oturmak adabı muaşeret kuralları gereği etik mi, doğru mu?

Protokol konuklarına ayrılan sandalyelere yapıştırılmış isimleri sökmek nasıl bir çiğlik oluyor?

BİZLER SİYASETİN TOZUNU YUTMAMIZA RAĞMEN, KISA DON KABALIĞI YAPMIYORUZ!

Sosyal TV sahibi Enhar Güneş, yazmış olduğun yazıyı okudum, yazı da hedef aldığın genç insan CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı, Marmara Bölge Sorumlusu Hasan Bakmaz’ı yakinen tanırım.

Hiçbir kişiye kaba saba davranmaz, sadece rica da bulunur bilmeni isterim.

O an nasıl bir ego şişkinliği psikozuna girdiysen, basına ayrılmamış bir yerde oturuyorsunuz. Nazikçe uyarılmanıza rağmen üst perdeden ‘siz kimsiniz’ diyerek, gençlere ayar veriyorsunuz.

Yazının çirkin olan kısmı ise ‘sen kısa donla gezerken, ben bu partide geceli gündüzlü çalıştım’ diye güya bir de ayar veriyorsunuz.

Enhar Güneş, 15 yaşından itibaren gençlik hareketi içerisinde politik mücadele yer alan bir kişiyim, benim yaşım 63, 2004 -2010 yılları arası CHP Mudanya’da üç dönem parti yönetiminde başkan yardımcılığı ve kısa bir süre de vekâleten ilçe başkanlığı yaptım. Ben siyasete bir ömür verirken, hiçbir genç kardeşime kısa don kabalığında bulunmadım.

Bütün Bursa örgütünü tanırım, onlarda beni iyi tanır. Ben seni parti de görmedim, seni partide sadece Olay TV kameramanı olarak gördüm.

Olay TV’den ayrıldıktan sonra Sosyal TV’yi kurdun. Her daim CHP’lileri eleştirerek, Alinur Aktaş’a başkanlığı sürecinde ve seçim döneminde iyi destek verdiğini, Aktaş’ında sizlere hatırı sayılır destek verdiğini alemi cihan biliyor.

Yani diyeceğim o ki, özgür iraden ile elbette AKP için çalışmış olabilirsin. Fakat CHP gençlerine hoş olmayan ayarlar vererek egonu tatmin etmen çok hoş bir duygu değil.

Bak Hasan Bakmaz diyerek parmak sallamak tehditvari cümleler kurmak hiç şık değil. Bir bardak suda fırtına koparmak yerine daha olgunca davranmak insanı küçültmez.

Gazeteciler politikacıları şımartıyor, politikacılar da gazetecileri şımartıyor. Bu iç içe geçmiş çürümüşlüğü kimse ‘güç’ sanmasın. Kazanan daima karakterdir. Her eylemin süresi dolar, değişime uğrar. Kalıcı olansa sağlam bir karakter ve hümanist bir yapıdır.