Bursa AKP Kongresini Nasıl Okumalı?

Hafta sonu 28 Aralık Cumartesi günü Bursa AKP kongresi gerçekleştirildi. Günler öncesinde kentin dört bir yanındaki billboardlarda, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ının kongreye katılacağına dair duyuru yapıldı.

Kongrenin yapıldığı gün, kongre yapılacağı yerle arasında 4,5 kilometrelik mesafede araç giriş çıkışı yasağı vatandaşları çileden çıkardı.

Bursa’da AKP’nin bugüne kadar yapılan mitinglerinde, kongrelerinde görmediğimiz abartılı bir güvenlik önlemiyle karşı karşıya kaldık.

İnsan doğal olarak soruyor.

Neyin çekincesi bu durum?!!

AKP Bursa’yı kaybetmenin açığını buradan kapamaya çalışıyorsa nafile. Geçti o iş.

O kadar duyuruya rağmen, taşımaya rağmen Tofaş Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleşen kongrenin, AKP’nin eski kongrelerine kıyasla oldukça sönük ve heyecansız olduğu katılanlar tarafından dile getirildi.

Evet, çok net olarak görünüyor 22 yıllık AKP iktidarının hayata geçirdiği politikalar ülkeyi sosyal, kültürel, ekonomik olarak uçuruma süreklerken kongre yansımaları da AKP’nin de uçuruma doğru yürüdüğünü söylüyor. Elbette her siyasi oluşumunda bir miladı var. Fakat uygulanan politikalar halkla arada ki mesafe bu takvimi ya uzatır ya kısaltır. Tabloya baktığımızda AKP için mesafenin oldukça kısaldığını söyleyebiliriz.

Diğer yandan salonu gözlemlediğimizde gerek afişler gerese sloganlar bize Recep Tayyip Erdoğan'a sorgusuz sualsiz bağlı, adeta biat etmiş bir kitlenin varlığını da gösteriyor. Dünya siyaset tablosunda dahi az rastlanan bir durum bu.

Bursa il kongresi öncesinde AKP’li birçok siyasetçi değişim bekledi. Davut Gürkan ile yola devam edilirken, il yönetiminde ise büyük oranda değişim olduğu görüldü.

Tabi bu arada beklenti içinde olanlar için, Davut Gürkan’ının tekrar aday gösterilmesi soğuk duş etkisi yaptı. Buda siyasetin cilvelerinden. 24 saate çok şey değişir. Kaybedilmiş bir bölgede, yeni bir başkanla oryantasyon sürecine girilmemesi bence doğru bir karar.

AKTAŞ’TAN “KURTARAN” HAMLE

31 Mart 2024 seçimlerinde kalesi konumunda olan başta büyükşehir olmak üzere 7 ilçe belediyesinin kaybedilmesi ve parti oylarının düşmesinin sorumlusu olarak Davut Gürkan değil de geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın etkili olduğu kanısına varıldı.

Eğer bu minvalde değerlendirildiyse doğrudur. Nitekim Alinur Aktaş daha birkaç gün evvel, adının karıştığı sansasyonel ilişkiye dair kendi açtığı dava için 11.000 TL ödeme yapmış kulağımıza gelen duyumlara göre. Eh burada siyaset hayatını bitiren bir olayda bu hamleyi karşı taraf hapse girmesin (AS) diye yaptıysa, muhatabın söylediklerini “doğru” kabul edebiliriz değil mi?

Tabi ben kişisel olarak ikili ilişkilerin çirkinleşmeden kendi içinde çözülebilme kabiliyeti olmasından yanayım. Fakat bu durum her zaman aynı olmuyor.

Kendisini gereğini yaptığı için hemcinsim olarak tebrik etmek gerekir. Bunu da not olarak düşelim ki korkunun ecele faydası olmadı, görüldüğü üzere.

Sonuç itibariyle bu durumda Davut Gürkan’ın tek aday olarak tekrar il başkanı olması, kadrolarını yenilemesi de çok yadırganacak bir durum değil. Günah keçisi belli kendi içlerinde. Başarısızlığın bir şekilde bir konuya yahut kişiye mal edilmesi gerekirdi. Aslında bu sonuç Aktaş’ın edindiğimiz bilgilere göre MHP’nin ısrarı ile son dakikada yeniden aday gösterilmesi ile bekleniyordu.

“ÜSTÜNÜ PATRONLAR TAMAMLASIN”

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa kongresinde gündemin en sıcak maddesi olan 22.104 TL’lik asgari ücrete dair tepkiler üzerine ilginç önerilerde bulundu.

“Marketleri protesto edin alışveriş yapmayın, bizden bu kadar, ellerini mi tutuyoruz üstünü de patronlar tamamlasın, enflasyonun düşmesi noktasında yaptığımız hesaplamadan sapmalar olursa, o zaman gereğini yaparız” diyerek muhalefet cephesine göndermelerde bulundu.

Erdoğan küskünler derken, partililerden mi yoksa AKP’ye oy veren seçmenlerden mi söz ediyor?

Yurttaş tercihlerini genel olarak yaşamındaki refaha göre yapar, hiçbir siyasi partinin siyasi angajmanı içine girmez.

AKP yurttaşların verdiği oy kredisini fütursuzca harcadı. Bu nedenle küsmek ve barışmak gibi bir derdi yok. Olası bir erken seçimde halk AKP’ye verdikleri krediyi geri alacak. Krizin faturasını elini taşın altına koyarak patronlar öder mi bilmem ama Bursa’da görünen o ki AKP önümüzdeki genel seçimde ve yerel seçimde kalesi olan Bursa’yı daha da kaybedecektir.

BTSO’YA SORUYORUM

Gelelim, BTSO’nun Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni’nin basına kapalı yapılması konusuna.

İş dünyasının bir talebi mi? Olduğunu sanmıyorum…

AKP iktidarının yaşanan ekonomik sıkıntılara ilişkin olumsuz eleştirilere karşı olan tahammülsüzlüğünden kaynaklı olarak basının katılmaması istenmiş olabilir.

Nitekim illaki birileri birilerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Üstünü patronlar tamamlasın” sözü ile ilgili bir değerlendirme sorusu yöneltmiş olacaktı?

Bu topa girmek istemeyen birbirinden değerli iş insanları bu şekilde tasarruf etmiş olabilir.

O zaman bizde sorumuzu köşemizden sormuş olalım.

Ey Bursa’mızın medarı iftiharı “ekonomiye değer katan” iş insanlarımız, Sayın Erdoğan’ın “Üstünü patronlar tamamlasın” cümlesine dair eylem planınız ne olacak?

Aynı karede olmaktan yana tercih kullandığınız iktidarı bu noktada mahcup etmeyeceksiniz değil mi?