“AKP ve Kurumları Enkazda Kalmıştır”

Özel Haber Kemal CANKAYA & Fırat YILMAZ

"AKP ve KURUMLARI ENKAZDA KALMIŞTIR"

Nilüfer CHP İlçe Başkanı Fırat Yılmaz ile ne zaman gündeme dair konular üzerinde röportaj yapsak ülke de olağanüstü durumlar yaşanıyor.

6 Şubat gecesi ve ardından öğlen art arda yaşanan büyük deprem felaketiyle Güneydoğu’da 11 ilimiz yerle bir oldu. Yüreğimiz yangın yerine döndü. Resmi rakamlara göre 48 bin üzeri, resmi olmayan rakamlara göre 70 bin üzerinde  olacağı yönünde bilgiler var.

Başkan Yılmaz ile olağanüstü yaşanan siyasi süreç ve deprem felaketine dair soft bir değerlendirmede bulunduk. Sorularıma samimi olarak cevap verdi.

Röportajımızı biz yaptık, okuyucu okuyacak değerlendirecek. İyi okumalar…

Kemal Cankaya: Sayın Başkan ne zaman sizinle bir röportaj yapsak olağanüstü dönemlere denk geliyor. Türkiye çok acılı bir süreç yaşanıyor. Pandemi döneminde de aynı şeyleri paylaştık. Şimdi maalesef daha kötü bir olayla sınandı topraklarımız. Ülkemizde bölgesel anlamda büyük bir felaket yaşandı. Bölgesel olmasıyla beraber 84 milyonun kalbi acıdı. Dahası bütün dünya bizimle üzüldü.

Tabii bu felaket başkalarının dediği gibi kader olayı değil. Coğrafyamız deprem bölgesi adeta. Burada önemli olan depreme nasıl hazırlanmalıydık. Bu süreç bize yaşattığı acı deneyimle beraber pek çok şeyi öğretti mi? Sonuçta siz deprem bölgesine de gittiniz. Orada yaşananları bir şekilde gördünüz. Ekranlarda seyredildiğinden çok farklı çok daha vahim bir tablo ile karşı karşıya olunduğu söyleniyor. Siz bölgeye gittiğinizde deprem bölgesinde neler gördünüz. Ve bu süreçten sonra oradaki yaraların sarılması hangi ölçüde mümkün olur sizce?

Fırat Yılmaz: Evet. Türkiye 6 Şubat 2023 tarihi itibariyle çok kara bir güne uyandı. Çok sayıda canımızı, insanımızı maalesef depremde kaybettik. Bu bir sürpriz değildi. Beklenen bir durumdu. Ancak beklenen bir durum olmasına rağmen ne kadar hazırlıksız olduğumuzu, ne kadar tedbirsiz olduğumuzu da sizin de ifade ettiğiniz gibi görmüş olduk.

1999’da Marmara'da yaşanan deprem sonrasında pek çok kuruluş, pek çok kurum, pek çok yönetim bu anlamda açıklamalarını yaptı, görüşlerini belirtti. Türkiye'nin deprem ülkesi gerçeği ile yaşaması gerektiğini ifade etti. Özellikle akademik odalar ve bilim insanları sıklıkla bu depremin, gelmekte olan bu depremin altını çizmişlerdi. Buna rağmen 6 Şubat 2023’de yaşadığımız deprem, Türkiye'de tabiri yerindeyse çok büyük bir yıkıma sebebiyet verdi.

AFAD ve KIZILAY GÜVENİRLİLİĞİNİ YİTTİRDİ

Biz depremden üç gün sonra deprem bölgesindeydik. Deprem bölgesinde yerinde incelemelerimizi yaptık. Korkunç bir tabloydu. Korkunç bir manzaraydı. Sizin de ifade ettiğiniz gibi özellikle şehrin tek sokağına yerleştirilen kameralardan günlerce gecelerce yayınlar yapıldı. Ama o kameraların yerleşmiş olduğu sokağın bir arka sokağını maalesef göremiyorduk. Canlı olarak gidip yerinde izlem yaptığımızda korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu çok acı bir şekilde gördük.  Zaten sonrasında da kamuoyuna yansıyan bilgilerle depremin yıkıcılığı, depremin vermiş olduğu zayiat gerçekten tüyler ürpertici boyuttaydı.

Ve sonrasındaki çalışmalara baktığımızda gerçekten AKP iktidarı ve onun uzantıları olan kurumların maalesef enkazda kaldığını gördük. Bu depremin enkazları altında, AFAD’ta Kızılay’da kaldı. Güvenirliğini yitirdi. Özellikle yardım çalışmalarının koordinasyonsuzluğu, iletişim koordinasyonsuzluğu, arama kurtarma faaliyetleri konusunda ilk günlerde yaşanan o koordinasyonsuzluk can kaybının bu kadar çok büyük seviyelere çıkmasına sebebiyet verdi. Sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler de şunu gösterdi. Bu acı depremden bile halen biz ders çıkartamadık, bir ders alamadık. Cumhurbaşkanı yapmış olduğu açıklamalarda bir yıl içerisinde bölge halkının zararını tanzim edeceklerini ifade ettiler. Konutlarına, dükkanlarına kavuşacakların söylediler. Fakat depremle ilgili çalışan bilim adamlarına dönüp baktığınızda şunu söylüyorlar.

ZEMİN OTURMADAN OY DEVŞİRME ÇABASINDALAR

En az bir yıl, bir buçuk yıllık bir zemin oturması gerekiyor diyorlar. Siyasi kaygılarla, oy devşirme uğruna yapılan bu açıklamalar, gerçekten bu büyük depremden ders alamadığımızın çok açık bir göstergesidir. Fay hattı üzerine inşa edilecek binaların risk analizlerinin gözden geçirilmesi, fay hattı üzerine bir yapılaşmanın olmaması, bina kalitelerinin bir şekilde yükseltilmesi noktasında acilen yine bilim insanlarının, akademik odaların oluşturacağı raporlar doğrultusunda, bölgenin imara yeniden açılması elbette daha doğru olacaktır.

Ama mevcut iktidar yapısına, hükümet yapısına baktığımızda gidişatın bu yönde olmadığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Umudumuz, 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimlerle birlikte gerçekten liyakat sahibi, ülke sevdasıyla yanıp tutuşan, bu işin rantı peşinde koşmayan yapıların, Türkiye'nin yönetiminde görev alması. En büyük beklentimiz, dileğimiz ve çalışmalarımız bu doğrultuda devam ediyor.

BURSA MİLLİ EĞİTİM SKANDALI BUZ DAĞININ GÖRÜNEN KISMI

Kemal Cankaya: Sayın Başkan diğer bir gündeme geçmek isterim. Bir taraftan Bursa'yı ilgilendiren önemli bir olay, diğer yandan deprem bölgesini ilgilendiren bir durum var malumunuz. Geçmiş dönem Bursa Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür hakkında bazı yolsuzluk iddialarıyla birlikte, Gaziantep'ten Bursa'ya gönderilen deprem çadırlarına AFAD mührü basılması yönünde dahli olduğu noktasında ki iddialarla ilgili, gelen tepkiler sonrası görevden alındı. Merkeze çekildi. Hatta öncesinde deprem bölgesinde kendisine tebliğ edilen görevden, kızının psikolojik rahatsızlığı olduğu gerekçesi ile affını istiyor. Bu olayın üzerine Bursa Eğitim İş Şube Başkanı Yeliz Toy gidiyor. CHP olarak bu konuda neler yapıldı? Neler yapılıyor? Örtbas edecekler mi?

Fırat Yılmaz: Görevden alındı zaten. Türkiye maalesef bu görüntülerle ilk kez karşılaşmıyor. İşte altını önemle çizdiğimiz liyakat konusu bu bizim. Yani, işinin ehli insanların, işini layıkıyla yapması gereken insanların görev başında olması gerekliliği. 6’lı masanın nasıl önem arz ettiğinin anlaşıldığı bir süreci yaşıyoruz. Türkiye bundan sonraki süreçte bu gibi örneklere, bu tarz fotoğraflarla karşı karşıya kalmayacak. Bunun için çalışıyoruz.

Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Lale Karabıyık konuya ilk günden beri hâkimiyetini sürdürüyor. Bu konuyla ilgili olarak yanlış hatırlamıyorsam beş adet soru önergesini meclise taşıdı. Kamuoyunun gündemine taşıdı. İşte depremden rant sağlamak, deprem rantı bu. Yani Gaziantep'ten çadırların Bursa'ya gelinip, damgalanıp tekrar deprem bölgesine gönderilmesi o süre kaybı, o zaman kaybı. Gerçekten içler acısı bir kepazelik durumunu ortaya koyuyor.

Görevden alınması doğru bir karardır.  Az önce ismini zikrettiğiniz kişi şu an mevcut makamda bulunmuyor. Yapmış olduğu garabet durumun faturası bir şekilde çıkartılmıştır. Ama burada bu sadece buz dağının çok küçük bir parçasıdır. Daha büyük fotoğrafa da bakmak lazım.

DEPREM VERGİLERİ NEREDE?

Daha büyük konu Kızılay var. AFAD var. Yani burada yönetilmeyen bir süreç var. Devlet televizyonları başı çekmek kaydıyla özel televizyon kuruluşlarının yapmış olduğu yayında depremzedelere yardım kampanyası olarak toplanan 115 Milyar civarında çok ciddi bir para var. Paralar nerede? 1999 Marmara depremi sonrası deprem vergileri toplandı.  Bu deprem paraları deprem vergileri nerede? Bunlar hep kafamızdaki sorular, soru işaretleri…

Hala insanlar orada çadır diye seslerini yükseltiyorsa, konaklayacak, başını sokacak yer için sesini yükseltiyorsa, burada bir sıkıntı var. Burada bir problem var. Yani ortada bir çaresizlik fotoğrafı vardı. Türki Cumhuriyet’lerinden gelen bir ekibin kurmuş olduğu çadırlarla, bizim AFAD'ın kurmuş olduğu çadırlar. İşte o fotoğraf aslında bence depremin simge fotoğrafı. Bizim işleyişimizin ne kadar hatalı olduğu, ne kadar yanlış olduğu, ne kadar derme çatma olduğu fotoğraf işte o fotoğraftır. Yani o fotoğrafa çok dikkatli bakmak gerekiyor. Biz bu kadar güçlü bir devlettik madem neden en zor anında vatandaşının yanında olmakta bu kadar geç kalında ve akabinde neden kaliteli bir süreç yönetimi yapılamadı. Kaliteli barınma ortamları hazırlanamadı? Biz muhalefette iken bu düşüncenin altında eziliyoruz. Çok üzgünüz.

DAYANIŞMA RUHU İLE HAREKET ETMEDİLER

Deprem bölgesinde insanlar bizim gittiğimiz zaman tabii ki, çok daha yeni, çok daha sıcaktı. Birtakım şeyler elbette oturmamış olabilir. Alan dört yüz kilometrelik bir alan. Çok büyük bir deprem yaşadık. Fakat dayanışma ruhu, dayanışma kültürü anlamında biz maalesef AKP hükümetinden AKP iktidarından böyle bir durum sezinleyemedik. Yani sadece ben, sadece ben, benim yönetimlerim, biz yapacağız, bu yanlış. Çok yanlış.                      

Burada toplumsal bir sorun yaşıyoruz. Bir afetle karşı karşıyayız. Hepimizin bir şey yapması gerekiyor. Bugün AFAD'la, AHBAP grubunu, karşı karşıya getirmek doğru değil. Bu noktada, yaraların sarılması anlamında herkesin, her birimizin yapacağı bir şeyler var, olmalı da. Her kesimin yapacağı bir dayanışmanın önüne çok ciddi bir ket vurulmuştur. Türkiye'de bunu hafızasına not etmiştir.                                                           

Hani iktidar partisi ve Sayın Cumhurbaşkanı çok sıklıkla, ‘deprem sürecinde bile’ not ediyoruz diyorlar ya. Biz de not ediyoruz, not edecek durumdayız. Ve hesabını 14 Mayıs'tan sonra bütün yetkililerden soracağız.

Kemal Cankaya: Sayın Başkan önümüzde bir seçim süreci var. 6’lı masa sürecini tamamladı. Cumhurbaşkanı adayını belirledi.  CHP Genel Başkan’ı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu 13. Cumhurbaşkanı Adayı olarak şu an alanda ve çalışıyor. Son olarak CHP Parti grubunda tarihi toplantısını yaptı. Anlaşılan bu dakikadan sonra sizi de zor bir süreç bekliyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekilliği seçimi sürecinde Nilüfer ilçe örgütü olarak ne gibi zorluklar bekliyor size ve nasıl bir seçim çalışma stratejisi belirlediniz?

CHP NİLÜFER ÖRGÜTÜ SEÇİME HAZIR                                                                   

Fırat Yılmaz: Hiçbir zorluk beklemiyor, hazırız.  Göreve 2020 yılında başladık ekibimizle. Pandemiyle karşı karşıyaydık. Arada yine depremler gerçekleşti. Dayanışma kampanyaları yaptık. Ekonomik zorluklar vardı. Öğrenciler için tablet kampanyası yaptık. Bebek-market kampanyası yaptık. Toplumsal dayanışmayı dinamik kıldık. Ama biz tüm bu çalışmalarımızı yaparken aynı zamanda, seçim yarın olacakmış gibi hazırlıklarımızı gerçekleştirdik.         Nilüfer'de bugün 943 sandığımız var. Her sandığımızda asil ve yedek olmak üzere bütün görevlilerimiz hazır. Okul sorumlumuz hazır. Bilişim sorumlularımız hazır. Bir an önce seçimi bekliyoruz. Bizim zorluk yaşayacağımız bir durum yok. 14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan seçime hazırlıklı bir CHP Nilüfer Örgütü var karşınızda.

943 SANDIK, 518 BİN NİLÜFERLİ                                                                                                        Arkadaşlarımız örnek çalışmalar yerine getirdiler. Sokak bazlı çalışmalar yerine getirdiler. Ve bununla birlikte arkadaşlarımız; saha ziyaretlerini, esnaf ziyaretlerini, ev ziyaretlerini yapıyorlar. Yani biz sadece sosyal medya üzerinden paylaşımlarımızla bunları yapmıyoruz. Sahada insanımıza, Nilüferliye dokunuyoruz. Ve bizim hedefimiz Nilüfer'de yaşayan 518 bin yurttaşımıza kendimizi anlatabilmek, derdimizi anlatabilmek, neden düzenin sistemin değişmesi gerektiği konusunda ifadelerimizi ortaya koymaktır. 

CHP Nilüfer İlçe Örgütü açık ara farkla, başarılı bir şekilde çalışmalarına devam etmektedir. Biz, 2015 yılında aldığımız oy oranının, genel seçimlerde 2018 yılında almış olduğumuz oy oranının, çok üstünde bir oy oranıyla yolumuza devam edeceğiz. 2015’i şunun için söylüyorum. Sayın Cankaya. Genel seçimler sürecinde 2015 yılı oy oranı, CHP Nilüfer İlçe Örgütü’nün almış olduğu en yüksek oydur. 41.2 puan bir oy mevcuttur 2015 seçimlerinde. Bizler, 14 Mayıs’ta bunun da üzerine çıkarak 943 sandıkta, tarihi bir rekora imza atacağımıza inanıyoruz.  İlçe örgütlerimizle birlikte çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz.

Teşekkürler Sayın Başkan…